Sanatçılar | Ali Alışır | Güneş Çınar | Özgür Demirci | Korhan Erel | Nur Gürel | Ahmet Can Mocan | Julie Upmeyer
Küratör | Ceren Turan
Küratör | Ceren Turan
“Samimiyetle Hacklendim”, bireyin özünde karşı çıktığı ya da belli noktalarda uzlaşma sağlayamadığı sistemler bütünü içinde var olma mücadelesini, ödün verme, teslimiyet ve boyun eğme olguları bağlamında mesele edinir. Değinilen sistemler bütünü, toplum kurallarından, başkalaşmış, gözetlemeci şehir yapılanmasına, medya ve sanal ağlara, şehrin ekonomik ve kültürel dinamiğine ve sanat endüstrisinin hiyerarşik düzenine kadar yaratıcı bireyin günlük hayatına nüfuz eden tüm etkenleri kapsamaktadır. Özne-şehir-iktidar ilişkisi referans alındığında, bu sergi, yaratıcı bilinçle varlıklarını sürdüren bireylerin 21. yüzyılın İstanbul’unda deneyimledikleri günlük yaşam akışından arda kalan çıkarımların, kişisel ve duygusal karşılıklarına odaklanmaktadır.
İzinsiz giriş eyleminin tüm olanaklarına işaret eden ve yabancı haliyle Türkçe’ye miras kalan ‘hacklenmek’ ifadesi samimiyet duygusu içerdiğinde, izinsiz olma hali, yerini gönüllülüğün teslimiyetine bırakır. Aynı zamanda ‘hacklenmek’, etiketlenmek/fişlenmek kavramlarına göndermede bulunmakta; bireyin varlığı ile yaratıcı eylem ve düşüncelerinin yalnızca kendisine ve başkalarına dayatılan hakikat yasası gereğince var olabileceği, aksi takdirde çoğunluğun huzuru için tehlike oluşturacağı anlamını taşımaktadır. Öte yandan, başkaldırı ve karşı koyma olasılıkları, modern toplum dinamiğinin dayanağını oluşturan ‘değişim’ olgusuna verilen olumlu (gelişim) ya da olumsuz (bunalım) yanıtların tercihinde aranmaktadır. Yani ‘hacklenmek’, gönüllülükten doğan bir samimiyeti barındırdığında, öznenin içinde var olmayı sürdüğü sistemin düzenleri karşısındaki teslimiyeti kaçınılmazdır ve bu duruma direnci ise, bir güç olarak iktidar ile kurulması olası dengenin belirleyicisi olacaktır.
Ardımızda sanal izler bırakarak deneyimlediğimiz şehrin günlük yaşantısı, fiziksel gerçekliğin sosyal ağlar üzerinden sanal ortama aktarıldığı alternatif bir yaşam yanılgısı yaratmaktadır. Günümüz toplumlarında gelişmişlik düzeyi kültürün doğanın önüne geçmesiyle ilişkilendirilirken, insanın özden kopuşunun bu ayrımda temellendiği vurgulanır. Teknolojisiz sürdürülemeyen ve moda olanla en yeninin takibine odaklı şehrin yaşam biçimleri, varlığımızın özünü anlamlandıran -şiddet güdümlü- doğa algısından yoksunluğun ve içimizde sürekli yer değiştiren boşluğun büyümesinin bir koşuludur. Yaratıcı endüstrinin özneleri, şehirde toplumsal mekânı oluşturan kalabalıklar içinde beraberliğin yalnızlıktan geçtiği bir büyük şehirli olma haline sürüklenirken; beden ve zihinleri hedef alan sanal kontrol hapishanesinde sıkışmışlık durumuyla, şehirle kurulan bedensel ve mekânsal algıya dayalı ilişkide aidiyet duygusunun eksikliği aynı anda tecrübe edilmektedir.
English:
The exhibition titled “Hacked Me in Intimacy” focuses on the ideas of compromise, submission, and conformity, linked to the people’s struggles with the discourse of current systems. These systems constitute an imposition on society, media and social networks, the monitoring systems of the city, cultural and economic discourses and the hierarchical order in art industries which all impact the tiny details of everyday life. Regarding the prism of subject-city-discourse, the concept of this exhibition indicates the artists’ everyday experience as both city dwellers and people who work for cultural industries. These are their personal and emotional interpretations of what remains of their daily experience in today’s Istanbul.
When the idiom of ‘hacking’, which in Turkish is used in its original form, is discussed along with “intimacy”, the act of unauthorised entry is transformed into voluntarily acceptance, which with it comes conformity. According to another Turkish use of ‘hacking’, which refers being indexed on a system’s cards, the only way left for artists to perform their courses of action and beliefs is to align themselves with the discourse; or risk threatening the general benefits of society. Meanwhile, the slight potential of resistance and rebellion lay in the reaction itself, which is conducted by either negative (crisis) or positive (development) thoughts on the common ‘change’ which is in the centre of the dynamics of modern societies. Therefore, the idea that hacking emerges along with a willing intimacy means that individuals will fall into voluntary submission in order to be a part of the system, yet their resistance will determine the balance in power within the very same discourse.
People’s daily experiences in the city leave behind virtual traces, which create a simulated reality where physical facts are transferred to the virtual platform of social networks. People’s separation from the essence of being is caused by culture’s conquest of nature, which represents a high level of social development. Today’s urban lifestyle can never be without technology, people chase whatever is new and on. This is the cause of people’s disconnection with nature and a continuously growing emptiness within the individual. The subjects of the creative industries are the city dwellers themselves, left alone in the city crowd, experiencing the congestion of a virtual prison which controls physical and mental creativeness, losing the state of belonging to the very city which is nourished by the perception of body and space.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder